RAHATSIZ BİR RAHATLIK VAR ÜZERİMİZDE

By on 19 Ekim 2016

Tüm yerküre bir garip, tüm insanlık bir değişik hallerde, tüm varoluşlar ilginç…

Öyle bir hale geldik ki aile fertleri, şirket fertleri, ülke fertleri, tüm dünya fertleri rahatsızız…

Hep birşeylerden rahatsız, birşeylerden endişeli, birşeyleri kafaya takmış durumdayız…

Dünya Amerika’dan rahatsız, Amerika İran’dan… İran Suriye’de olan bitenden rahatsız, Suriye’de olanlar, olmayanlardan… Öğretmen eğitim sisteminden rahatsız, öğrenci öğretmeninden… Hastalar doktorlardan rahatsız, doktorlar bakanlıktan… İşçi işvereninden rahatsız, işveren vergi yükünden… Magazin muhabirleri sanatçılardan rahatsız, sanatçılar korsan yayınlardan… Futbol klüpleri federasyondan rahatsız, federasyon futbol klüplerinden… Alt komşu üst komşudan rahatsız, üst komşu apartman yöneticisinden… Apartman yöneticisi Esnaf, sokak çocuklarından rahatsız, sokak çocukları soğuklardan… Çiftçi tarım politikalarından rahatsız, politikacı fındıktan, çaydan rahatsız… İktidar partisi muhalefetten rahatsız, muhalefet muhalefetten rahatsız… Rekabet ortamında rekabeti önleme üst kurulu ortamdan rahatsız, Rakipler kuruldan rahatsız… İthalat firmaları gümrükçülerden rahatsız, gümrükçüler bürokrasiden… İhracat Firmaları ihracat politikalarından rahatsız, ihracat yapılan ülke ihracatı yapandan… Sivil toplum örgütleri üyesizlikten rahatsız, üyeler sivil toplum örgüt yöneticilerinden rahatsız…

Rektörler yoğun programdan rahatsız, öğrenciler rektörlerin babacanlığından… Sergen Yalçın, abilerden rahatsız, abiler MHK’dan rahatsız…

İstanbul trafiğindeki şoförler Büyükşehir Belediyesinden rahatsız, Büyükşehir Belediyesi araç sayısının fazlalığından rahatsız…

İstanbullu Sulukule’ den rahatsız, Sulukuleli kentsel dönüşüm projesinden rahatsız…

 

Tüm bu sıraladığım örnekler ve yazamadıklarım dikkate alındığında, kısır bir menfaat ve ben merkezli yapıya dönüşüyor yaşantımız…

Belki bir on sene sonra düzelir vs. gibi bir iyimserliğinde manası yok gibi gözükmekte…

Bir şeyler yapılmalı, bir şeylerin ayarları ile yeniden oynanmalı ama ne?

Sanırım kimse de bilmiyor…

Bir fıkra…

 Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki tüm saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:

– Ula Temel, saatler geri alunacakmus, Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunlari geri alacaksun da. Temel gayet kendinden emin:  – Öyle yağma yok. Ben de duydum ancak, sadece 1 saat geri alınacakmuş. Bir tanesini alırım, gerisini almam!..

Bu fıkranın sonunda tüm sağlık camiası ve medikal sektörün Ramazan bayramını tebrik eder, bol kazançlı günler dilerim.

 

Kalınız sağlıcakla…

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir