İbrahim Aybar: “Renault olarak hedefimiz öncelikle müşteri memnuniyeti”

By on 30 Haziran 2015

Türkiye’nin satışlarda her zaman üst sıralarda gördüğümüz Renault markası, bu başarısının arkasında özverili çalışanları ve sadık müşteri kitlesiyle emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Kendine özgü mütevazi tavrı ve disiplinli çalışmasıyla otomotiv sektöründe farklı bir yeri olan Renault-Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar bu ayki röportaj köşemizin konuğu:

Renault-Mais ve Dacia Türkiye olarak 2015 yılının ilk yarısını değerlendirir misiniz?

Bu yıl iç pazarda, geçen yıla göre daha iyi bir performans beklediğimizi ifade etmiştik. Bu yıl 2014’ün üzerinde gerçekleşeceği, ilk ayların daha iyi olacağı, daha sonra bir dengelenme görüleceği yönündeki tahminlerini koruyoruz. 2015 yılının ilk yarısını tamamlamak üzereyiz. Yılın ilk 5 ayında pazarı özetleyecek olursak; otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı Ocak – Mayıs döneminde 346 bin 392’e ulaşarak, 2014 yılı aynı döneme göre yüzde 52,80 artış kaydetti. Geçen yılın ilk beş ayında toplam 226 bin 698 adet satış gerçekleşmişti. Ramazan ile başlayan bir sakinleşme var pazarda. Yılın ikinci yarısında bir sakinleşme öngörmüştük. Her zaman makroekonomik istikrarın korunmasını ve insanların otomobil alma niyetlerinin oluşmasını arzu ediyoruz. Sağduyu ve istikrarın devamı önem taşıyor. Bu yılın 900 bin civarında bir pazar öngörüyoruz.

Bu yıl Renault ve Dacia markaları olarak hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Renault markası, ilk 5 ay sonunda binek otomobilde yüzde 12,7 pazar payına sahipken toplam pazarda 10,7 paya sahip. Captur, Megane Sport Tourer ve Symbol modellerimiz kendi segmentlerinde lider konumda.

2015 yılında da Dacia markası da istikrarlı büyümesini sürdürüyor. 2015 Mayıs sonu itibarıyla Dacia, toplam pazardan aldığı 4,4 pazar payı ile Türkiye’nin en çok tercih edilen 8. markası konumunda.

Bununla birlikte 2014 hedeflerinize ne ölçüde ulaştınız?

2014 yılı Renault ve Dacia markaları açısından başarılı bir yıl oldu. Renault Grubu (Renault ve Dacia) olarak 2014 yılında binek + hafif ticari araç pazarında 133 bin 212 adet satış adedi ve yüzde 17,4 pay elde ettik. Bu pay ile son 13 yılın en yüksek pazar payını gerçekleştirmiş olduk. Marka olarak bakarsak; Renault markası 16. kez binek otomobil pazarı liderliğini elde etti. Fluence 32 bin 252 adet satış adedi ile Türkiye’nin en çok satılan modeli ünvanını elde etti. Ayrıca Clio HB, Clio Sport Tourer, Captur, Symbol ve Megane Sport Tourer modelleri kendi segmentlerinde birincilik elde etti.

Dacia markamız ise 10 yıldır Türkiye’de başarı hikayesini sürdürüyor. Marka, 2014 yılında toplam pazarda kaydettiği 34 bin 469 adet satış ile yüzde 4,5 pazar payı ile tarihinin en yüksek pazar payını elde etti. Ayrıca Dacia, marka sıralamasında hızlı yükselişini sürdürdü. 2014 yılında 8. sırada yer alan marka, Türkiye’nin en çok 4×4 satan markası oldu. Dacia modelleri de 2014 yılında büyük başarı kaydetti. Duster, Türkiye’nin en çok satılan 4×4 modeli ve Türkiye’nin en çok satılan SUV modeli ünvanını elde ederken Lodgy, kendi segmentinin 1. si oldu.

16 YILDIR BİNEK OTOMOBİL LİDERİ: RENAULT

Otomotiv sektörü, Türkiye’de sizce nereye gidiyor?

Otomotiv sektörü küresel bir sektör ve ekonomimizin lokomotif sektörlerinden. Türk otomotiv sektörü, özellikle 1995 yılından sonra Gümrük Birliği anlaşması ile birlikte küresel üreticilerin yatırım ve pazarlama planlarına güçlü biçimde dahil edildi. Artan yatırımlara bağlı olarak üretim kapasitesi sürekli büyüdü. Ayrıca ekonomik gelişme, kentleşme ve kişi başına milli gelir artışına bağlı olarak iç pazar da bugün 900.000/ yıl boyutuna ulaştı.  Buna bağlı olarak özellikle 21. yüzyıla girdikten itibaren Türkiye, büyük markaların küresel pazarlar için üretim üssü olarak belirledikleri ülkelerden biri haline geldi. Marjların iyice sıkıştığı bir sektörde çok daha iyi ve prodüktif bir üretim yapabiliyoruz. Daha yüksek marjlarda, Avrupa’ya göre rekabetçi fiyatlar oluşturabiliyoruz.

Diğer yandan genç nüfusu, kentleşmesi ve dinamizmi ile Türkiye’de otomotiv sektörü, Renault da dahil olmak üzere uluslararası markaların önümüzdeki 10 yıl içerisinde daha çok rekabetine sahne olacak pazarlarından birisi olmaya adaydır.

Ülkemizin en çok satan markası olarak satışlarda hep üstlerde olmak sizlere nasıl bir sorumluluk getiriyor?

Renault markası 16 yıldır Türkiye’nin binek otomobil lideri. Müşterilerimiz tarafından bize verilen bu ünvanın sorumluluğunun bilincindeyiz. 2014 yılında Müşteri Memnuniyeti alanında aldığımız ödüller müşteri odaklı yönetim anlayışımızın en güzel göstergesi ve sonucu. 2014 yılında IMI (International Management Institute) En İyi Müşteri Deneyimi kategorisinde birincilik ödülü, Marketing Türkiye Dergisi, Marketing Management Institute, Şikayetvar.com ve Method Research Company işbirliğiyle geçen yıl ilk kez düzenlenen A.L.F.A. Awards’da Müşteri Hizmetleri olarak Otomotiv grubunda birincilik ödülünü elde ettik.

Diğer taraftan şikayetendex sonuçlarına göre Renault, 4 yıldır üst üste otomotiv sektöründe şikayeti en iyi yöneten marka seçildi. Kalite Ligi yarışında ise 2014 yılı genelinde Renault Çağrı Merkezi, 63 marka arasında birinci oldu. Çağrı merkezimize ulaşan tüm müşterilerimizin başvurularını ISO 10002 kalite standardına uygun biçimde ele aldığımızı belirtmek isteriz. Her ay gerçekleştirdiğimiz detaylı müşteri memnuniyet analizleri ve anketleri ile hizmet kalitemizi sürekli ölçüyoruz. Böylelikle, müşterilerimize sunduğumuz hizmetleri ve yeni uygulamalarımızı sürekli geliştirme imkanı buluyoruz.

İbrahim AYBAR Photo-3MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ…

Şimdiki vizyonunuz nedir? Renault Mais olarak geliştirmeyi düşündüğü yeni projeler var mı?

Renault olarak vizyonumuz otomotiv sektöründe, inovatif, teknolojik, çevreye duyarlı ve güvenli ürün gamıyla sürekli müşteri memnuniyetini sağlayarak lider olmak. Değerlerimiz ise ekip ruhu, şeffaflık, profesyonellik, güven, ilkelilik ve yaratıcılık. Kalite politikamız çerçevesinde ise Renault ve Dacia marka müşterilerinin beklentilerini anlamak, şikayetlerine yasal mevzuatlar çerçevesinde en üst düzeyde çözüm bulmak ve uygulamak, sürekli gelişmeyi sağlayarak müşteri memnuniyetini artırmak temel hedefimizdir.

Ayrıca sosyal sorumluluk konusu ana başlıklarımız arasında yer alıyor. Sürekli proje geliştiriyoruz. En önem verdiğimiz projelerimizin başında yer alan sosyal sorumluluk projemiz Sokakta İlk Adımlar’dan biraz bahsetmek isteriz. 13 yılı geride bırakan bu proje Türkiye’nin en uzun soluklu yol güvenliği eğitim projesi. Milli Eğitim Bakanlığı, Total Oil Türkiye ve Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği ile birlikte sürdürdüğümüz proje, bugüne kadar 1 milyon 545 bin mezun verdi. Yapılan bir anket de, eğitimcilerin yüzde 98’inin projeyi çok yararlı bulduğunu ortaya koydu.

TÜİK’in 2013 verilerine göre Türkiye’de 1 milyon 207 bin 306 kaza meydana geldi. Ölümlü yaralanmalı kazaların yüzde 74,5’i yerleşim yeri içinde gerçekleşti. Bu kazalarda 3 bin 685 kişi hayatını kaybederken, 274 bin 829 kişi de yaralandı. Yapılan bilimsel araştırmalar, yayalar içinde ilköğretim çağındaki çocukların ciddi bir risk grubu oluşturduğunu gösteriyor. İşte Sokakta İlk Adımlar bu riski azaltmayı ve çocuklarımıza yollarda daha güvenli davranış alışkanlıkları kazandırmayı amaçlıyor. Hedefimiz projemizin ikinci 10 yılının sonunda, 10 milyon öğrenciye ulaşmak ve onların bu yaşamsal soruna ilişkin farkındalık kazanmalarını sağlamak. Bu hedefi de, birlikte yürüdüğümüz güçlü proje ortaklarımız ve okul yöneticileri ile öğretmenlerimizin güçlü desteğiyle gerçekleştireceğiz. 14’ncü uygulama yılı için de ciddi hazırlıklar yapıyoruz. Projemiz önümüzdeki yıl hem rakamsal, hem de etkinlik olarak daha da büyüyecek.

Bu kapsamda Sizin Fikriniz Sizin Projeniz, 2011-2012 yılında başlattığımız diğer bir bir proje. Liseli gençlere yönelik; Total Oil Türkiye, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün değerli ortaklığı ve katkılarıyla düzenlediğimiz gençliğin yaratıcı enerjisini açığa çıkaran bir yarışma. Liseli gençleri, sürdürebilir ulaşım ve yol güvenliği sorunlarının çözümü için harekete geçiren ilk kurumsal sosyal sorumluluk projesi. “Sizin Fikriniz Sizin Projeniz”  yol güvenliği eğitim programının hedef kitlesi ehliyet ve toplumsal sorumluluk alma çağına yaklaşan liseli gençler. Programın hedefi ise 10 yıl içinde 1 milyon liseli gence, emniyetli ve daha iyi bir yaşam için birlikte harekete geçmeyi öğretmek. Aktif ve demokratik yurttaşlar olarak yetişmelerine katkıda bulunmak. Yol güvenliği kültürünü geliştirmek için, yakın geleceğin yetişkinleri olacak gençlere trafikte güvenli davranış alışkanlıkları kazandırmak, sorunların çözümünde onları sorumluluk sahibi kılmak, hayati öneme sahip bir zorunluluk. Ancak sadece teorik derslerle gençlerin konuyu gerçekten sahiplenmelerini ve içselleştirmelerini sağlamak mümkün değil. Ergenlik çağındaki gençler söz ve öğütten çok kendi deneyimlerinden ve birbirlerinden öğreniyor. Bu yüzden liselilere yönelik yol güvenliği eğitimi projemizi gençlerin birlikte düşünüp inisiyatif kullandıkları; yaratıcılığı, birlikte harekete geçmeyi, fark yaratmayı ve gerçek katılımcılığı teşvik eden; heyecan verici; cazip ödüller içeren bir yarışma olarak kurguladık. Yarışmaya katılan projeler, yol güvenliği ve eğitim alanında tanınmış uzmanlarla, medya ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşan jüri tarafından değerlendiriliyor. Yarışmada birinci olan proje ekibi, ödül olarak Paris seyahati, ilk üçe girenler ise cazip hediyeler kazanıyor. Geçtiğimiz ay çok değerli jüri üyelerimizin oylarıyla 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı’nın birincisini belirledik. Beykoz Anadolu Lisesi “Ziller Çalıyor Kurallar Uygulanıyor” adlı projeleri ile birinci seçildi.  Öğrenciler, trafik kurallarına ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla okulun tenefüs zilini trafik kurallarını içeren çeşitli bilgi mesajlarıyla değiştirdiler.

Yerli otomobil üretimi hakkındaki görüş ve önerileriniz nelerdir?

Fosil yakıtlı araçların üretiminde 70 yıllık gecikme, Türkiye’yi montaj ekonomisine soktu. Otomotivde önemli bir üretim üssü olan Türkiye, dünya için kaliteli ve verimli ürünler yapabileceğini gösterdi. Şu an Türkiye elektrik motorlu araç teknolojisinin üretimini başaran bir ülke haline geldi. Yerli marka araç üretimi için elektrik motorlu araç üretmemiz doğru bir stratejidir. Dünyada yeni bir pazar oluşuyor. Yılda 80 milyonun üzerinde araç satılan dünyada elektrik motorlu araçlara dönüşüm yavaş yavaş belli bir yere gelmeye başladı. G7 liderlerinin aldığı bir karar doğrultusunda 2100 yılından itibaren fosil yakıt kullanılmayacak. Dünyadaki mevcut 1 milyar civarındaki motorlu taşıt parkı dönüşecek. Bu yeni teknolojide ciddi bir pazar ortaya çıkacak ve marka oluşma şansı var. Biz bunu başlangıç olarak doğru zamanda gündeme getirdik; ama hızlı hayata geçirip iyi pazarlamamız önemli. İç Pazar dışında pazarlar bulmamız en önemli konu. Bu konuyu çözebilirsek, elektrikli tercihin Türkiye için doğru tercih olduğunu düşünüyorum.

IA Dacia İst Autoshow2OTOMATİK VİTESLİ DACIA’LAR GELİYOR…

Dacia yeni dönemde ne gibi atılımlar içinde olacak? Sürpriz modeller veya motor seçenekleri olacak mı?

Dacia markası ilk modeli Logan’ın 2004 yılındaki lansmanından bu yana çok başarılı bir grafik izledi. Dacia, bildiğiniz gibi 34 bin 469 satış adedi ile 2014 yılını Marka sıralamasında 8. sırada ve toplam pazarda 4,5 pazar payı ile tamamladı. Tek modele sahip bir marka iken bugün eksiksiz bir ürün gamına sahip. Marka, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yalın ve akıllı alışverişin sembolü haline geldi. Bunun en önemli sebebi Dacia modellerinin müşteriye ihtiyacı olan donanım ve teknolojiyi sunuyor olması. Tüm Dacia modelleri tüketicinin gereksinimi olan Media-Nav gibi gelişmiş teknolojik ekipmanlara sahip. Ayrıca Dacia binek modellerinde, standart olarak, sürücü hava yastığı ve ESP sunuluyor.

2015 yılında da marka istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Dacia’nın Türkiye’deki başarısı dünya pazarları arasında öne çıkıyor. Dacia Türkiye, toplamda kaydettiği 15 bin 169 adet satış rakamı ile tüm dünya pazarları arasında 6. sırada yer alıyor (Fransa, İspanya, İtalya, Almanya ve Cezayir’in ardından). 2015 Mayıs sonu itibarıyla Dacia, toplam pazardan aldığı 4,4 pazar payı ile Türkiye’nin en çok tercih edilen 8. markası konumunda. Önümüzdeki dönemlerde Dacia pazardaki iddiasını sürdürmeye devam edecek, marka sıralamasında yükselişini sürdüreceği kesindir.

Dacia modellerinin başarılı satış rakamları segmentlerinde birincilikler getiriyor.

Duster, 2015 Mayıs sonu itibarıyla 5 bin 362 adet satış kaydetti. Model, toplam pazarda, geçen yıl olduğu gibi Türkiye’nin en çok satılan 4×4 modeli konumunda.

Dacia, MPV segmentine iddialı bir giriş yapan Lodgy ile ikinci el MPV müşterisi ailelere yepyeni, çok yönlü ve uygun fiyatlı bir araca geçiş yapma imkanı sunuyor. 5 ve 7 kişilik iki versiyonu bulunan Lodgy de segmentinde birinci model olarak yer alıyor. Model, 2 bin 144 adet satış rakamı ile segmentinden yüzde 48.7 gibi önemli bir pay alıyor. Ayrıca Lodgy Türkiye satışları dünya sıralmasında 2. sırada yer alıyor. Bildiğiniz gibi bu yılın başında Lodgy’nin Stepway versiyonunu pazara sunduk. Crossover araçlardan alınan ilhamla daha kaslı bir görünüme kavuşan Lodgy Stepway 6 ileri vitesli manuel vites kutusu ve 110bg güç üreten 1.5 dCi motorla müşterilerimizin beğenisi topluyor.

Çok yakında Dacia müşterilerine uzun zamandır bekledikleri otomatik vites seçeneğini sunacağımız müjdesini veriyoruz. Ancak zamanlama konusunda henüz ayrıntı veremiyoruz ancak Dacia severleri fazla bekletmeyeceğimizi söyleyebiliriz.

 

 

 

 

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir