Meridyen Çizgisi

By on 10 Şubat 2019

 

Düşünün ! Bir sabah uyandınız eviniz yok, ama hayalini kurduğunuz mavi kanepeler yerini almış. Aynaya baktığınızda iki damla yaş akıtıp, üçüncüsünü mutluluğa saklamışsınız. Bunu da aşabilirim derken, bir iki dost edindiğinizin farkına varıp gücünüzü güç katmışsınız.

Şimdi bir daha düşünün! Evren neden bu kadar üstünüze üstünüze geliyor! Biri de çıkıp hayatımı kolaylaştırsın dediğinizde, o kişinin sadece ‘sen’ olduğunu daha da dünyaharitasını pusulan yaptığında anlayacaksınız !
Cihannüma meridyen çizgilerinde, makyajından akan yaşın şeridi gibi lime lime olmayacak bilesin ! Havsala, çizmeni giy ayağına velsala !

Düşünün! Ne yapacağını bilemeyecek kadar çaresiz, ama başarırsanız örgütleri kapıdan içeri almayacak kadar dirençlisiniz. Ramak kaldı diye diye geri adım atmamak lazım hayatta! Sabır, ha gayret!
Tökezlemek serbest, sendelemek mübah ama vazgeçmek yok taraça katında! Serdengeçti ! Yolun meridyen çizgisinde !

Shakespeare! Romeo! Hüsamettin!
Herşeyi kucaklayan devasal gücünle yerle bir olmak arasında gidip gelinen döngü=hayat !
Kimine göre herkes halinden memnun. Çomak sokmaya gerek yok belki de. İşte yine ben, duramıyorum kendimde. Istakoz yemiyorum pazar günleri, midemde gaz yapıyor. Aslında ıstakoz alacak rütbeye sahip değilimde , kim nereden bilecek.. Pişşşş aramızda!

Muhtemel iki hayat birden yaşayıp, iki ikinin dört etmediği beşi tamamlasak tek rakamların uğursuz sayıldığı, ey memleketimin aşkları … Çomak soksam kaç arı çıkar kovandan. Ebediyata giden sevda için edebiyat mı yapalım! Günlük sevişmelerin adı=kara sevda !

Dakikalık kesişmelerin sonu=boşa kürek çekmek ! Hani o kapıda bekleyen dalkavuklar! Çok enayisiniz yıllarca bir gülüşü için sokaklarda volta atanlar. Ne gerek var! Bir kişiyi sevip bağlanmak yerine, dürtüler bunun adına ‘ benim olayım ‘ farklı derken, sadakatin cuvalladığı , yıldınızın kime battığı belli olmayan rengi cümbüşler !

İşin özü şu… Kimsenin kimseyi sevmeye bir yerleri yemiyor net ! Sevgisizlikten ölmek diye birşey var haberi yok. Sevmekten ölmek ne mukadderat oysa … Bir ekmeği bölüşen kadınından erkeğine, bir evi bir arabayı bölüşemiyor Juliet ile Shakespeare ! Hemen düzeltin beni o centilmen Romeo diye. İşte herşeyin birbirine girdiği düzlükte, yokuşa sür bizim kamukaziyi Hüsamettin amca !

Adam dediğin kadını sahiplenecek ağa ! Kadın dediğin adamın kadını olacak hanım abla ! Sen cebinde ki son kuruşa tama edeceksin, sende o baldan o dala konup kuş misali göçmeyeceksin!
Aşk kaldı mı kovanın dibinde. Bir arı bir de bal paketler misiniz! 80 ‘ler de mi kaldı. +8 eklesem yine de olmaz mı ! Yaşım yetmiyor diye, o dalkavuk beklemeyecek mi köşe başında ; beni …

Bu Hikaye Ne Zaman Tamamlanır!
Kaçış yolu bulamadığın her dörtlük, nota bilmeden piyano çalmayı öğretti bana. Yılbaşı çekilişinde amorti çıkmayan talihine, boşver kunduranı giyde ayakkabı boyamaya devam et der gibi.. Geçmişine dönmek istemeyenin geleceğine sıkı sıkıya sarıldığını görsen, eskiye çağırmazsın anılarını.
En normaline ulaşmak , en çetrefilli yollardan geçiyorsa az daha dayan yürek… Alına moruna aldanamam dünyanın, gerçeklik lazım. Düşen her pasta için yenisini almak yerine, düşürmemeyi öğrendim ben. Yenisini alacak kadar zengin değilim. Yüreğimi yakacak kadar güçlü değilim ben. Zamanı geriye saracak kadar umutlu değil !

Dik başlı mağrur kadın, heybetine sarılan olsa da çakıl taşlarına basa basa yürümenin gafleti sarar seni ! Her olguda bir olmayışlık sezdim de, gökyüzü çok mavi uçmak istiyorum ben. Her arkamdan seslenene kulaklarımı tıkadım da, yeni şarkılar söyleyip ıslık çalmak istiyorum ben. Hikâyemi tamamlayıp bir daha hikaye yazmamak istiyorum ben !

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir