- Yeni Kia EV3 Lokman Koçaslan Otomotiv’de
- Brisa, Aksaray’da Açtığı Brisa Teknoloji ve Etki Merkezi’nde Gençleri Yenilik ve Teknoloji İçin Harekete Geçiriyor
- Ford Tamamen Elektrikli Yeni Puma Gen-E’yi Tanıttı
- BYD’nin 2 Elektrikli Amiral Gemisi HAN ve SEAL Türkiye’de
- Kia EV3 ve Yeni EV6 Türkiye’de
- TOYOTA GAZOO Racing WRC’de 4. Kez Üst Üste Markalar Şampiyonu Oldu
- Yeni Nesil MINI Ailesi Dönüşümünü Tamamladı
- Thierry Neuville ve Martijn Wydaeghe İkilisi 2024 WRC Dünya Pilotlar Şampiyonu Oldu
- Fenerium Ürünleri Ford Trucks Özel Tasarım F-MAX Araçları ile Türkiye Yollarına Çıkıyor
- Yeni eSprinter ile Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar’da Elektrikli Dönüşüm Başlıyor
TOP, BİR O KALEDE BİR BU KALEDE…
Malumunuzdur, 3.Dünya ülkeleri 3F ile (Futbol, Fiesta, Flâmenko) avutulur ve yönetilirler. Sürece bu gözle baktığımızda belki ilk kez avutucuların, avuçlarını yalama ihtimalinin hayli yüksek olduğu günleri yaşıyoruz ülke olarak.
“Dünya karması” nın kirli emelli, mahir fikirli, top sakallı, kırkayaklı topçularına karşı “kırık ayaklı” amatör ruhlu profesyonel kadrolarımızla kora kor mücadele ederdik hep… Bugüne dek çıktığımız hemen her müsabakada kâh pes etmiş, yenilgiyi kabullenmiş. Kâh uzatmalara giden müsabakalardan boynumuz bükük ayrılmıştık…
Lakin bugün durum çok farklı, onların etkili ve can alıcı ataklarına cansiperane savunma yaptığımız gibi, eskisi gibi cılız olmayan hayli mukavemetli ataklar da geliştirmekteyiz. Anlayacağınız top, bir o kalede bir bu kalede…
İşinin ehli “inanmış” bir teknik direktörün yönetiminde, her birisi oynadığı mevkiin bilincinde oyuncuların yer aldığı “Yeni Türkiye” takımı üstlendiği misyona, vizyonlarını da eklemiş görünmekte artık. Devşirilen zamanla birlikte “rakip takımın” sistemi, mücadele anlayışı da değişmiş. Galip gelme hırsıyla birlikte yaptıkları transferler ile kadrolarını günbegün güçlendirmiş gözükmekteler…
Öyle ki son olarak formamız için ter akıttığını düşündüğümüz maharetli birkaç ayağımız da onlara “transfer ” olmuş ve bir zamanlar “müdafaa ” ettikleri kaleye taarruza başlamış gözükmekteler… Rakip, kazanmak ve bizi hüsrana uğratmak adına, hiç olmadığı kadar hırslı, ısrarlı ve azimli olmasına rağmen, biz ilk kez galibiyete bu kadar yakınız.
Bu sezon içinde gösterdiğimiz mücadele, karşı duruşumuz ve “muzaffer olma” adına ortaya koyduğumuz hevesli ve istekli oyun canlarını sıkmış olmalı ki; Kalemize abandıkça abanıyorlar. Unuttukları tek şey; Kaleyi bu kez topyekûn inanan Türk insanı korumakta!
“Ofsayda düşmekten” hiç çekinmeden atak üzerine atak, hamle üzerine hamle yapsalar da, görünen o ki maç, uzatmalara gidecek ve bu sezonu şampiyon tamamlayacağız. Ve inşallah bu kez “Alamut Spor” ve diğerlerine karşı “haklı ” bir galibiyet alacağız.
BU MECLİSİN KRALI BENİM?!
Burada dillendireceğim şahsın nezdinde tüm ona benzeyenlere karşı olduğumu peşinen belirteyim. Malumunuz iktidar partisi milletvekillerinden bir “aslan parçası” var meclis çatısı altında.
Galatasaray’da Melo ne ise, Fenerbahçe için Emre ne ise, AK Parti içinde bence Zeyid Aslan aynısıdır! Aslen Tokat’lı olmasından mıdır nedir bilinmez ama girdiği her diyalogda küfürle yetinmeyip tekme-tokat konuşturmasıyla meşhur vekilimiz… Biraz daha ileri götürerek mevzuu, Zeyna’nın aslında Tokat- Erbaalı olup olmadığı hakkında soru önergesi vermek bile aklımdan geçmekte… Aslında bir hukukçu o, yani vurmanın, tokatlamanın her çeşidine karşı olması gereken birinci öncelikli prototip. Birilerini yani haksızlığa uğradığını, mağdur olduğunu düşündüğü bireyleri “savunmak” ile mükellef olması gerekirken onu hep “taarruz” da görmekteyiz…
Tekmesi, tokadı, küfürleri ile bize ait, güzel ve örnek insan olma adına ne varsa talan eden bir görüntü sergilemekte. Korku filmleri ve aile yapımıza uymayan programları yasaklar iken onun gibilerin bizlerin “vekilliğine” soyunmuş olmaları düşündürücü.
Partisi tarafından 2 kez disipline sevk edilmiş olan sayın vekilin TFF’ nun disiplin kuruluna sevk ettiği futbolcudan farkı yok esasında… 3 maç ceza alan, kırmızı kart görüp takımını yalnız bırakan futbolcu ne ise, benim gözümde kendisi de odur. Ve bırakın bizlere bu haksızlığı yapmayı partisine yapmaya da hakkı yoktur. Hoşgörü limitlerimi dolduran “meclis parkı” nın en belirgin oyuncusu o olduğu için onu dillendirmek zorunda hissettim kendimi… Yoksa ona yukarı mahallenin “haşarı çocuğu” gözü ile baktığımdan değil!..
Öyle ki utancından meclis yayınları kesilmekte, oturumlara ara verilmekte… Bu hal nereye kadar gider bilinmez ama bu gidişle kavgacı “Zeyidvari” vekillerimiz, tıpkı “Zeyna” gibi beynelmilelleşecek ve meclis kralını bir süre daha arayacak gibi?!.
Sayın milletvekiline atıfla dillendirdiğim mevzuda tıpkı yeşil sahalarda, sokaklarda, evlerde kavga istemediğim gibi, meclis çatısı altında asla istemiyorum. Küfür mü?! Unuttunuz galiba ben bir Müslüman- Türk’üm!
Kalınız sağlıcakla ve hasbıhal ile…
Twitter.com/@hgaDIR
0 comments