TEST & İNCELEME: SUZUKI VITARA HYBRID

By on 19 Eylül 2023

İçerisinde bulunduğumuz elektrik dönüşümünün bizi getirdiği son noktaya baktığımızda, tepeden tırnağa artık her üreticinin gündemdeki ilk maddesi olduğunu görebiliriz. Son 2-3 yıllık süreçte atılan adımlarla inanılmaz bir şekilde sayıları artan elektrikli araç pazarı henüz ilk adımlarında olmasına rağmen büyüyen payıyla iştah kabartıyor.


Japonya kanadının köklü isimlerinden olan Suzuki, Türkiye pazarına getirdiği hibrit modelleriyle mücadelenin bir ucundan yakalama kararlılığını ortaya koyuyor.

100 yılı aşkın bir tarihe sahip olan marka için test konuğumuz olan Vitara’nın yeri fazlasıyla büyük. 33 yıllık bir geçmişi bulunan Suzuki Vitara, bir endüstri devi olan markasının üçte birlikte tarihinde pay sahibi. Konuğumuz olan Suzuki Vitara Hybrid, 2015 yılından itibaren yollarda olmaya devam eden dördüncü jenerasyonun bir uzantısı olarak bizi selamlıyor. 7. yılını dolduran bir jenerasyon için kaputun altına yapılan bu modern dokunuşun ne kadar etkili olduğunu hep birlikte görme vakti.

TASARIM & DONANIM
Üçüncü jenerasyondan dahi izler taşıyan tasarım şeması, 2019’da yapılan makyaj operasyonu sonrasında yan silahların güçlendirilmesine olanak tanıdı. LED ışıklandırma grupları, tamponlar ve ızgarada yapılan dokunuşlarla Vitara’nın karakterindeki klasik çizgilerin aracı daha güçlü görünebilecek bir yapıya dönüştürmesine götürdüğünü gördük. Hibrit Vitara’yı benzinli kardeşlerinden ayırmak içinse gözlerine bakmanız yeterli. Benzinli modellerde far içindeki merceklerin çevresinde gördüğümüz mavi projektör detayı, hibritlerde göz altı çizgisi niteliğinde daha belirgin şekilde çekilmiş durumda. Buna bir anlamda hibrit makyajı da diyebiliriz. Bunun dışında dışarıda herhangi bir farklılık dikkat çekmiyor.
Vitara’nın rakiplerine oranla eksi olarak görülebilecek tasarımını, diğer markaların hemen hiçbirinde göremeyeceğiniz renk seçenekleriyle absorbe etmek mümkün olabilir. Her biri birbirinden güzel 10 farklı renk seçeneği bulunan Vitara ailesinde bizim favorimiz aynı zamanda test konuğumuzda da bulunan Buz Mavisi. Araca muhteşem bir neo retro havası katan bu renk kesinlikle canlı görmeye değer.

Vitara’nın iç tasarımı da dışarıda olduğu gibi uzun zamandır belli başlı standart dinamikler üzerine kurulu. Hibrit versiyon etkisini dışarıda ön ışıklandırmadaki ufak dokunuşla hissederken, iç taşam alanında standart paketlerden farklı olarak herhangi bir farklılığın olmadığını görüyoruz. Aracın kapılarını açıp direksiyonuna oturduğumuzda ilk olarak dikkatimizi koltuklar çekiyor.

GLX Premium pakette standart olarak gelen süet koltuklar gerek görünüm gerekse ergonomi olarak gayet keyif veriyor. Torpido bölümünün üzerinde yazan “All Grip” etiketiyle bize 4×4 genlerini güzelce aktaran Vitara Hybrid’in konsolunun merkezinde 9 inçlik multimedya ekran konumlandırılıyor. GLX Premium dışında bir alt pakette de standart olarak gelen bu ekran, büyüklüğü ve kullanışlılığı konusunda başarılı. Bilinmesi gereken şeyse donamım ve iç yazılımın Suzuki içerisinde geliştirilmemiş olduğu.

İkinci parti bir üreticiyle gerçekleştirilen anlaşma sonrasında konsola entegre edilen ekran bir anlamda Android temelli bir tablet niteliği gösteriyor. Menü geçişleri ve grafikleri tatminkar olan bu ekrandan araçla ilgili bir veri almaksa mümkün değil. Bu bölümün doğrudan multimedya odağında değerlendirmek daha doğru. Multimedya ekran sonrası gözümüz direksiyonun arkasındaki alana çevirdiğimizde bizi analog göstergelerin hakim olduğu bir alan karşılıyor. Klasik ibrelerin ortasında ise 4,2 inç ebatında renkli bir bilgi ekranı mevcut. Grafiklerine bayıldığımız bu ekran, multimedya sistemde bulamadığımız tüm hayati bilgi ihtiyaçlarımızı karşılıyor.

Ortalama tüketim, güç-tork eğrisi ve anlık hız gibi temel gösterimlerin dışında elektrik motorunun hangi durumlarda tekerleğe güç iletimi sağladığını takip edebileceğiniz güzel grafikler sizi bekliyor. Buradaki tek kusur ise bu bilgilere erişme şekli. Her modelde alışık olduğumuz direksiyon üzerindeki kumandalar üzerinden sürücü ekranını kontrol etme dinamikleri Vitara’da maalesef göstergenin sağ tarafında konumlanan bir çubuk üzerinden sağlanıyor. Kilometre sıfırlama düğmelerinden örneklendireceğimiz bu kullanım şekli özellikle aktif sürüş sırasında bilgi ekranı değişimi yapılmak istendiğinde kullanışlı değil.

Söz konusu saklama alanları ve bagaj hacmi olduğunda Vitara’nın sınıf standartlarını karşılayacak bir B SUV olduğunu söyleyebiliyoruz. Ön bölümdeki yaşam alanında da sorunsuz olan gözler, bagaj kapısını açtığımızda bizi 375 litrelik hacimle karşılayan bir bölümle bütünlük gösteriyor.

Vitara Hybrid’de iki kademeli olarak ayarlanabilen bagaj alanı ve yatırılabilen koltuklar sayesinde uzunluğu fazla olan yüklerinizi de kolaylıkla taşımayabileceğiniz bir deneyim mümkün. Arka koltuklar yatırıldığında 710 litreye yükselen bagaj hacmi, maksimumda ise 1.120 litre olarak teknik tabloya yansıyor. Bu sayede uzun ve geniş yüklerinizi ön bölüme kadar uzatarak kolaylıkla araçta taşıyabiliyorsunuz.

MOTOR & PERFORMANS
Vitara ürün gamı uzun süredir belirli çizgiler ve motor dinamikleri üzerine kurulu olduğu için, buradaki en büyük yenilik tahmin edebileceğiniz üzere hibrit entegrasyonu üzerine kurulu. Masa üzerindeki rakamlar sonrası bizim de aracı teste alırken en merak ettiğimiz bölümü de sürüş dinamikleri çevresinde şekilleniyordu. Dilerseniz ateşi öncelikle motor çevresinde yakalım. Geçtiğimiz yıl satılan modellerde olduğu gibi hibrit Vitara ailesinin merkezini de 1,4 litrelik dört silindirli motor oluşturuyor.

129 PS güç ve 235 Nm tork üreten bu motor, Hybrid entegrasyonunun da etkisiyle Vitara ile kolaylıkla başa çıkabiliyor. Biz bu motorun performans istekliliğine bayıldık. 6 ileri geleneksel otomatik şanzımanın da görevini sorunsuz yerine getirdiği birliktelikte, gazı verdiğiniz andan itibaren gitmeye çok istekli bir performans sizi bekliyor olacak. Buradaki en büyük etmenlerden birisi de Vitara’nın toplam ağırlığının 1.300 kilogramın altında olması. Araca gelen elektrik motoru ve batarya kombinasyonuna rağmen bu limitin geçilmemiş olması memnun edici.

Vitara ürün gamı uzun süredir belirli çizgiler ve motor dinamikleri üzerine kurulu olduğu için, buradaki en büyük yenilik tahmin edebileceğiniz üzere hibrit entegrasyonu üzerine kurulu. Masa üzerindeki rakamlar sonrası bizim de aracı teste alırken en merak ettiğimiz bölümü de sürüş dinamikleri çevresinde şekilleniyordu. Dilerseniz ateşi öncelikle motor çevresinde yakalım. Geçtiğimiz yıl satılan modellerde olduğu gibi hibrit Vitara ailesinin merkezini de 1,4 litrelik dört silindirli motor oluşturuyor. 129 PS güç ve 235 Nm tork üreten bu motor, Hybrid entegrasyonunun da etkisiyle Vitara ile kolaylıkla başa çıkabiliyor. 6 ileri geleneksel otomatik şanzımanın da görevini sorunsuz yerine getirdiği birliktelikte, gazı verdiğiniz andan itibaren gitmeye çok istekli bir performans sizi bekliyor olacak. Buradaki en büyük etmenlerden birisi de Vitara’nın toplam ağırlığının 1.300 kilogramın altında olması. Araca gelen elektrik motoru ve batarya kombinasyonuna rağmen bu limitin geçilmemiş olması memnun edici.

YORUM FARKI
1988 yılında üretilen ve hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olan Suzuki Vitara, markanın elektrik dönüşümüyle beraber hibrit güç ünitesine kavuştu. Çıktığı günden bu yana adından söz ettirmeyi başaran Suzuki Vitara Hibrit, hem performans hem de donanım konusunda bence oldukça iddialı.
Gerek tasarımı, fiyatı, gerekse de ekonomik motoruyla dikkat çeken Vitara hibrit, Türk tüketici tarafından ilgiyle karşılanıyor. Bunu trafikte giderken çevremize bakmamız yeter. Zira birçok Vitara’yı ben bizzat gözlemledim.

Şimdiden keyfi maksimum kazasız sürüşler dilerim. Kalın Sağlıcakla…

Artı/Eksi

+ Arazi kabiliyeti / zengin güvenlik ve sürüş destekleri / açılabilir panoramik cam tavan / motor ve şanzıman uyumu.

Rakiplerine karşı eskiyen tasarım/ fiyat(4×4 versiyonlar için) / elektronik park freni olabilirdi, ses izolasyonu artırılabilir.

Hakan ALKAN
linkedin.com/ Hakan ALKAN
facebook.com/ The Makina
twitter.com/ @alkanhkn

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir