Pazar daralıyor, otomobilden geçilmiyor!..

By on 20 Nisan 2012

Yaklaşık 15 senedir çoğunlukta İstanbul olmak kaydıyla, yurdumun yollarında seyir halindeyim. 15 senede birçok gelişmeye canlı canlı şahit oldum diyebilirim. Özellikle şehirlerarası yollarımızın dünya standarlarında modernize oluşuna hep gıpta ile bakmışımdır. İşin o tarafından benim için bir sorun yok… Herkeste olduğuna emin olduğum bir sıkıntıdan mustaribim bende… Her geçen gün kaosun sınırlarını zorlayan ve adı koyulmaz bir keşmekeşliğe doğru umutsuzca sürüklenen İstanbul Trafiği…  Oldum olası bir problem olan İstanbul trafiğine çözüm üretilemiyor, üretilemez de… Aslında bu bize has bir sıkıntı değil. Nüfusun her geçen sene kat be kat arttığı İstanbul gibi dünya metropollerinde de aynı sıkıntı söz konusu. Gelişmişlikle alakalı bir hastalıkla karşı karşıyayız. Trafik gelişmiş şehirlerin sırtında bir kambur maalesef…  Medeniyetlere şahitlik ve beşiklik etmiş bir şehir için 15 sene çok uzun bir zaman dilimi değil. Bakıyorum da 15 sene gibi kısa bir sürede trafik denen menem şey İstanbul’u abluka altına almış. Eskiden belirli saatlerde ve belirli günlerde yoğunluklar olur, herkes tedbirini ona göre alırdı. Şimdi ise tam bir kapalı kutu… Yola koyulduğumuz andan itibaren bizi neyin yada nelerin beklediğini kestirebilmemiz çok güç. Şahsen bana soracak olursanız; aracımı kullandığım saatlerden mütevellit olsa gerek, kolay kolay akışkan bir trafiğe denk gelmişliğim yoktur…

Nüfusun artışı trafiği birinci derecede etkileyen faktör dedik. Buna paralel olarak toplu taşıma araçlarının artışı ve özel bineklerin yaygınlaşması… Benim dikkatimi çeken özel araçlar… Özellikle sabah saatlerinde içinde sadece 1 kişinin olduğu şu yaşı 5’i geçmeyen hususi 34 plakalar… Memlekette yokluk! olduğundan olsa gerek! Hususilerin sayısı her geçen gün artıyor. Az çok otomobille ilgiliyseniz trafiğin yıllık tescil verilerinden haberiniz vardır zaten. Rakam ve ekonomik verileri vererek aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum.  Trafiğe çıkan araç sayısı her geçen seneye nazaran artış gösterirken, üreticilerden ise gerileme raporu geliyor, o da ayrı bir konu.  Bunda stoklu gitmenin yanıltıcı bir etkisi olabilir. Sizin anlayacağınız ayrı bir makale konusu yani… 

Büyükşehirlerdeki trafik sorununa çözüm üretmek devletin işi.  Altyapı ve renovasyon yatırımlarıyla, kanuni yaptırımlarla bir şeylerin önüne geçmeye çalışılıyor ama devede kulak maalesef…  Hatta akaryakıta yapılan seri zamların ya da zamcıkların bile arkasında trafik probleminin yattığına ciddi anlamda inanlardanım.  Konuşulan yeni trafik kanunu araçların yaş sınırları ile ilgili… Aracınız ne kadar yaşlıysa verginizde o kadar kallavi olacak sizin anlayacağınız. Ne kadar çözüm olur tartışılır… Benim için bir iyilik yapın, yarın sabah yola çıktığınızda şöyle bir trafiğe bakın, kaç tane 5 yaşını aşmış araç göreceksiniz? Kardeşim memlekette bolluk var!  Araç alan alana, gaza basan basana… Akaryakıta zam, vergilerde güncelleme, cezalarda artış, geçiş ücretlerine zam hepsi vız gelir tırıs gider… Benim İstanbullum sürüş keyfine düşkün…  Para, huzur, imkan meselesi bu… Sizin anlayacağınız kamburla yaşamayı seviyoruz biz… Gittiği yere kadar yaşasın İstanbul trafiği…

 

Twitter: @erenaydin

Facebook: www.facebook.com/erenaydin77

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir