Gücü Karakterinde: Isuzu D-Max

By on 25 Mayıs 2019

Binek otomobil sınıfında Türkiye’yi baz alarak yaptığımız hemen her konuşmada vergi mağduru olan modellerden bahsetmeden edemiyoruz. Günümüz itibarıyla hissedilir derecede artış gösteren bu seviye, kullanıcıları farklı arayışlar içerisine itebiliyor.

Kafasını önündeki menüden kaldıranların karşısına çıkacak ilk seçeneklerin başında da hiç şüphesiz pickup modelleri var. Tüm bu parçaları bir araya getirdiğimiz zaman, aslında çok fazla detaya girmeye gerek kalmadan ufak bir gözlem üzerinden pickup sınıfındaki zenginleşmeyi fark edebiliriz.

Mercedes’in bile X-Class ile birlikte yeni bir sınıf açtığı gördüğümüzde “bu da kreması oldu” demeden edemediyoruz. Halihazırda BMW ve Audi gibi rakipleri, kullanıcı yorumlarıyla bu lige sokma çabaları devam ederken, bu sınıfta uzun süredir var olanlar da gelişim hızlarını artırmak durumunda. Test konuğu olarak kendisiyle yaklaşık beş gün gibi bir zaman geçirdiğimiz Isuzu D-Max, bunu 2002 yılından beridir istikrarlı bir şekilde devam ettiriyor. Macerasının başlangıcında General Motors bünyesinde yer alan Chevrolet ve GMC gibi markaların benzer sınıftaki modelleriyle platform kardeşi olarak üretilen D-Max, 2011 yılından karakter olarak hatırı sayılır değişim gören bir jenerasyonla yoluna devam ediyor. Peki, çıkış noktasına halihazırdaki seviyesine gelene kadar yerinde geliştirmeler elde eden Isuzu D-Max, günümüz itibarıyla ihtiyaçlara ne denli cevap verebiliyor? Bunun cevaplarını alabilmek adına yaptığımız 500 kilometrelik yolculuk, bizlere eğrisiyle doğrusuyla ihtiyaç duyduğumuz pek çok noktayı gösterdi.

dmaxtest4

TASARIM&DONANIM
Her ne kadar yeni olarak nitelendirilse de Isuzu D-Max’in halihazırda yollarda olan modeli, üzerinde makyaj niteliğinde değişimlere maruz kalmış bir pickup. Dış kısmında karakter güçlendirmesi odaklı olarak yapılan değişimlere, içeride teknolojik parçalar eşlik ediyor. Dış tasarım her zaman olduğu gibi görecelilik kümesinin içerisinde. Bizim perspektifimizden görünense, D-Max’in pek çok rakibine oranla daha agresif bir karaktere sahip oluşu.

V şeklinde tasarlanan yeni ön burunla başlayan güncellemeleri ön ızgara, kaput, ön tampon, LED gündüz farları, nikelaj çerçeveli sis farları, LED stoplar tamamlıyor. İşin içerisine donanımla seviyesiyle birlikte eklenen basamak, tavan rayları ve roll gibi detaylar da girince, Isuzu’nun yapmak istediği farklılık net güçlenmiş bir şekilde ortaya çıkıyor. D-Max’in arka kısmında ise sınıfındaki diğer tüm modellerde gördüğümüz tasarım yapısı benzerliğini koruyor.

dmaxtest8

Kapıları açıp içeriye girdiğimizde işin teknolojik kısmı devreye girmeye başlıyor. Burada sürücünün en çok ilişkili olacağı noktalardan başlayalım. Direksiyon arkasında yer alan kadranların dışarıda bizi saran sportiflikle bağlantılı oluşu dikkatimizi çekti. Ortada yer alan renkli yol bilgisayarının tasarımı da tüm ihtiyaçları karşılayan ve kesinlikle ucuz hissettirmeyen noktalar arasında. Konsolun merkezindeki 8 inç‘lik multimedya ekran içinse aynı şeyler söylemek biraz zor.

dmaxtest10

Burada, tablet piyasasında orta segment olarak nitelendirebileceğimiz Android cihazları akıllara getiren bir yapıya yer veren Isuzu’nın, “gereklilik karşılama” odaklı hamle yaptığı görülüyor. İleride üzerinde daha çok çalışılmış öznel bir yapıyı burada görmek, eminiz ki bizim kadar kullanıcıları da daha mutlu edecek. Navigasyon entegreli gelen bu ekranın kullanım olarak herhangi bir sorun oluşturmayacağını da belirtelim.

D-Max’in yaşam alanında iki yüzü keskin bıçak niteliğindeki noktanın kesinlikle eşya gözü olduğunu söyleyebiliriz. Lakin burada aklınıza doğrudan “yetersiz eşya gözü” gelmesin. Bunu, çok ama işlevsellikten biraz uzak olarak değerlendirebiliriz. Isuzu burada, altlı üstlü ikili torpido ile birlikte konsol merkezinde kapaklı bir alana da yer vermiş. Kolçakla ve kapı gözleriyle birlikte sayı olarak bir zenginlik söz konusu. Lakin özellikle torpidoların hacim olarak yeterliliği biraz düşündürücü. Bu sebepten ötürü D-Max’in içerisini inceleyecek olanların bu bölümlere ekstra özen göstermesinde fayda var.

dmaxtest13

İkincil düşündüren konuysa vitesin olduğu bölgede telefon ve cüzdan gibi eşyalarınızı koyacağınız bir alanın yetersizliği. Günümüz şartları gereği eğer sizin de elinizde 5 ile 6 inç arasında büyük ekranlı bir telefonunuz var ise, kendinizi kokpit içerisinde “ben bunu nereye koyacağım” diye düşünürken bulabilirsiniz. Malzeme kalitesi boyutunda geldiğimizde ise D-Max’in kokpitine ağırlıklı olarak sert plastiklerin hakim oluşu gözlerden kaçmıyor. En üst seviye donanım paketinde elektrikli ve ısıtmalı ön koltukların olması, malzeme kalitesinin yarattığı üzüntüyü kapatacak cinsten. Özellikle soğuk kış günlerinde çıkılacak bir macera sırasında böyle bir özelliğin var oluşu bizi mutlu ettiği gibi kullanıcısını da fazlasıyla mutlu edecektir.

dmaxtest15

Arka bölümündeki yaşam alanı konusunda yolcuların sorun yaşamayacağını gördüğünüzde, D-Max’i ile atılacağını maceraya ortak olacak kişilerin sayısı artırma fikri de aklınıza korkmadan gelebilir. Bununla birlikte koltukların katlanarak ek yükleme alanın da oluşturulabiliyor olması, bazen kasayı kullanmanıza bile gerek bırakmayabilir. Bu dijital klimayla gelen aracın, arka tarafından hava çıkışı olmaması biraz üzse de, USB çıkışının düşünülmüş olması güzel bir detay.

Bizlere başarılı bir arazi deneyimi yaşayan D-Max, en üst donanım paketinde 255/60 lastik ebatı ve 18 inç’lik jant kombinasyonuyla geliyor. Tasarım kısmında bahsettiğimiz modifikasyona uygun güçlü karakterle ilgili düşüncenin Isuzu cephesince ne denli karşılandığını görmek adına opsiyon listesine de bakmak gerekiyor. Orijinal aksesuar kısmında, gövde parçalarına nikelaj kaplamalar, yük bölümü için kapak ve çiftli roll barın tercih edilebilecekler arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Tavana veya ön bölüme ek LED ışıklandırma ve vinç gibi destekleriyse, tıpkı arazi lastiklerinde olacağı gibi ikincil üreticilerden tedarik etmeniz gerekiyor.

dmaxtest2

MOTOR&PERFORMANS
Otomobil incelemelerine genellikle tasarım ve donanım üzerinden başlansa da, biz D-Max’i doğrudan tercih ettirecek en önemli noktadan başlamak gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim vergi avantajı, motor ve sürüş dinamiklerini içerisine alan bu başlığın, araçla ilgili en memnun edici kısım olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Strateji olarak yapılmış en güzel hamlelerden birisi D-Max’in 1,9 litre hacimli motorla satışa sunulması oldu. Sınıfındaki diğer rakiplerin hemen hepsinde 2.0 litrenin üzerinde motor olduğunu düşündüğümüzde, Isuzu’nın rekabete 1-0 önde başlamaması için hiçbir neden yoktu ortada. Tüm versiyonlarda standart olarak sunulan bu yeni ünitede hacim küçülmesine gidilse de, emekli edilen 2,5 litrelik motorun değerlerinin korunması altı çizilmesi gereken detaylar arasındaydı. Motorun yaklaşık 2 ton olan araç ağırlıkla başa çıkma konusunda da sorun yaratmaması da, küçülmenin sadece hacim konusunda olduğunun bir göstergesi.

dmaxtest17

Üniteyle ilgili teknik detaylar öncesinde önemli olan bir diğer nokta çevreci kimlik. Dizel motorlarda kullanılan ve karbon salınımı konusunda normların karşılanmasında büyük önem arz eden AdBlue, D-Max’te tamamen devre dışı bırakılmış durumda. Isuzu’nun kendi içerisinde geliştirdiği yeni nesil bir katalitik konvertör ile AdBlue’ya ihtiyaç duymadan Euro6 standartlarını karşılayabiliyor olması, ek maliyetleri de ortadan kaldırıyor. Bizleri teorik olarak 164 PS güç ve 360 Nm torkla karşılayan motor, bu değerlerini 6 ileri manuel veya otomatik şanzımanlarla yere aktarıyor. 12,9 saniyelik 0-100, 180 km/s’lik maksimum sürat ve 3,5 tonluk çekiş kapasitesi de kağıt üzerinde ön plana çıkanlar arasında.

Yükleme eşiği olarak olarak yaklaşık 1 tona kadar destek sunan aracın, düşük motor hacmine rağmen sınıfındaki rakipleriyle aynı seviyelerde gezinmesi de dikkatimizden kaçmadı. Güç olarak kendinden büyük motora sahip rakipleriyle hemen hemen aynı standartlarda olan D-Max’in sürüşü sırasında da kesinlikle başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Uzun yolda araç sollamak istediğiniz anda tepki hızı hiç fena olmayan motorun şanzımanla olan uyumu beklentileri karşılıyor. Her ne kadar yer yer ufak gecikmeler de hissettirse de, pickup sınıfında yer alan bir model kullandığınızı hatırladığınızda bu hiç de üzecek bir seviyede değil. Asfalt üzerindeki dinamiklerden bahsederken, kendisini hissettiren yalıtımdan da bahsetmek gerekiyor. Rafinelik konusunda biraz daha iyi olabileceğini düşündüğümüz D-Max, 110 km/s’lik hızlardan sonra rüzgar sesini içeri almaya başlıyor. Dizel motorun o bildiğimiz sesinden kaçmak da pek mümkün değil.

Bu sınıfta yer alan modellerden beklentiler, artık zorlu arazi şartlarında da keyifli ve konforlu bir deneyim üzerine de yoğunlaşmış durumda. Nitekim baktığımızda markaların reklam kampanyalarında arazi sürüşlerine daha fazla odaklandığını da görebiliriz. Asfaltın ardından direksiyonu araziye kırarak maceraya devam ediyoruz. İki ve dört tekerlekten çekişli olarak satın alınabilen Isuzu D-Max’te bizim test ettiğimiz modelde 4×4 ve diferansiyel modlarının zenginliği bir arada. Öncelikle süspansiyon ve açılar üzerinde yoğunlaşalım. D-Max’in ön süspansiyonu bağımsız geometri üzerine şekillenirken, arka tarafta eski ama vazgeçilmeyen yaprak yaylar yer alıyor. Bu yapı Amarok ve L200 gibi rakipleriyle birebir aynı şekilde.

Söz konusu arazi olduğunda gözümüzün aradığı ikincil nokta ise açılar oluyor. Burada 30 derecelik yaklaşma ve 22,7 derecelik ayrılma açılarıyla karşımıza çıkan D-Max’in ilk bölümde ortalamanın üzerinde bir değere sahip olduğunu söyleyebiliriz. 49 derece gibi başarılı bir yan eğim derecesine sahip olan araç uzaklaşma açısı konusunda standartlarda. “Ben biraz ıslanmak istiyorum” diyenlerse “Shift On The Fly” olarak isimlendirilen 4×4 çekiş kontrol ünitesi ve diferansiyel ayarı sayesinde kum zemin ve 70 santimetreye kadar olan su birikintilerinden geçebiliyor. “Eğim İniş Kontrolü”nün de sunuluyor olması zorlu arazi koşullarında kullanıcılara güven veren önemli bir yardımcı. Biz test kapsamında D-Max’i kumdan bolca nasibini almış bir alanda test etme imkanına eriştik. Vitesin arka kısmında yer alan diferansiyel modlarının etkilerinin hissedildiği bu deneme sırasında, aldığımız geri dönüşlerse aracın özgürlük arayışlarına verdiği geri tepkilerin başarılı kılacak nitelikteydi. Zeminle olan bağlantının kontrolü ve herhangi bir saplanma anında gücün diğer tekerlere aktarımı kontrollü bir şekilde sürüşün devamlılığımı sağlıyor.

FİYAT
Test aracımız olan Yeni D-Max Çift Kabin 4×4 V-CROSS 6A/T (1.898cc) anahtar teslim satış fiyatı 227.187 TL‘dir. Aracın giriş fiyatı ise 142 Bin TL sevilerinden başlıyor.

dmaxtest1

YORUM FARKI
Tüm bu maceranın deva detayların ardından gelelim geriye kalan son eksik kısmı tamamlamaya. 500 kilometre boyunca bize eşlik eden D-Max ile İstanbul trafiği, arazi ve hafif uzun yol olarak nitelendirebileceğimiz standartlarda gezindik. Performans itibarıyla bize hiçbir alanda problem yaratmayan motorun fabrika verilerine nispeten yakın tüketim değeri yakaladığımızı söyleyebiliriz. Dört tekerlekten çekiş modunda kumda yaptığımız sürüşe rağmen tüketim kısmında 10,7 litrenin üstünü görmedik diyebiliriz.

İşin içerisine sakin kullanımlı şehirler arası yol ve şehir içini de eklediğimizde, D-Max ile 10 litre civarında gezinmenin mümkün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Uzun yol yüzdesinin artmasıyla birlikte tüketimin 9 litrenin de altına inme potansiyeli de mevcut. Bu da vergi avantajının yanında tutumluluk konusunda da D-Max’in akla gelebilecek bir seçenek olacağın anlamına geliyor.

Benim kullandığım donanım paketi olan V-Cross ile 227.187 TL gibi bir fiyatla satışa sunulan aracın teknik altyapı ve özellik olarak günümüz standartlarını fazlasıyla karşıladığını söyleyebiliriz. Eğer otomatik şanzımanla ilgili bir hassasiyetiniz yok ise manuel vitesli V-Go ve V-Life paketlerine yönelmek daha mantıklı hamleler olacaktır. Rakiplerine kıyasla sahibine tutumluluk hissiyatı verecek olan Isuzu D-Max, pickup almayı düşünenlerin göz atması gereken bir seçenek.

Artı/Eksi
+ Vergi avantajı, sürüş dinamikleri, motor
Malzeme kalitesi daha iyi olabilirdi, arka diferansiyel kilidi olabilirdi, ön park sensörü yok.
Hakan ALKAN
twitter.com/alkanhkn
facebook.com/Oto Sevdası- The Makina
linkedin.com/Hakan ALKAN

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir