ÇARŞI – PAZARDA NELER OLUYOR?!

By on 24 Eylül 2013

El birliği ile sakin olun, sakin olun çığırtkanlığı ile saygının bittiği, nezaketin tükendiği, nefretin oluşmaya başladığı bu topraklarda üzerimize düşeni yerine getirmeliyiz…

Ülkemiz dört nala giden kısrak edası ile belirlediği istikamet ve hedeflere koşarken birden bir gizli el peydah oldu…. Ve sağı-solu, önü-arkası, alevisi-sünnisi, Türk’ü- Kürt’ü demeden birbirine karıştırdı, birbiriyle kapıştırdı insanımızı… Buna 2015’te serbest kalacak olan K.Irak petrol ve enerjilerine hükmetmek isteme telaşı, hedefini belirlemiş Ortadoğu’nun ağabeyliğine soyunan Türkiye’nin önünü kesme arzusu, çekilme süreci ile birlikte huzurun hakim olacağı ülkenin ekonomik anlamda katedeceği yolun “dünyanın ağabeylerine” vereceği sıkıntıları gerekçe olarak sunabiliriz.

Ötekileştirilen insanlar

Ülke ötekileştirilen insanların butekileştirilen insanlara yan gözle baktığı, olimpiyatları alamadığında sevinç naraları atan bireylerle doldu taştı… Saygı yerini gerginliğe, gerginlik ise nefrete çevirdi… Nefretin hüküm sürdüğü topraklarda birleştiricilikten, huzurdan, müspet duruş ve hissedişlerden bahsedilemez.

Böylesi ortamda nefret tohumlarını artıran, gerginliği çoğaltan tiplere değil süspansiyon görevi eda edebilecek tebessüm ehillerine, kalem oynatıcılara, muharrirlere, akillere  ihtiyaç var. Ve ülke olarak azcık oturmaya sinirimizi atana dek ve belki uzanmaya ihtiyacımız var. Bir manevi liderin yol göstericiliğine, “mahallenin ağabeylerinden” birinin sakinleştiriciliğine ihtiyaç var. Hasılı birilerinin esasında olanın bize olacağını üstüne basa basa anlatmasına ihtiyaç var.

Ülkeyi sakinleştirmeliyiz

Saygının korunmasına ihtiyaç var. Sevmeyebilirsin ama saymak zorundasın zorundalığına inanmaya ihtiyaç var. Sporu her ne şekilde olursa olsun, siyasetten uzak tutmaya ihtiyaç var. Üstü başı buram buram “siyaset kokan” insanımızın en azından spor sahalarında siyaseti dışarıda bırakıp saha içinde “nezaket” kokutmalarına ihtiyaç var.

Çarşı esnafı

Çarşı vasıtası ile sporun siyasete bulaştırılması, çarşı esnafını- tüccarını- girişimcisini- yatırımcısını ürkütür, endişelendirir, çekinceleri olmasına sebep olur…

Çarşı esnafının bu ürkek yaklaşımı ise bize 2000’ler öncesindeki Türkiye’yi yaşatır. İşsizi bol, iş gücü az, ihracatı diplerde, faizi yüksek, intihar vakaları ayyuka çıkmış bir Türkiye istemiyorsak bizler hepimiz el birliği ile “ülkeyi sakinleştirmeliyiz”.

Demokrasi adına

El birliği ile sakin olun, sakin olun çığırtkanlığı ile saygının bittiği, nezaketin tükendiği, nefretin oluşmaya başladığı bu topraklarda üzerimize düşeni yerine getirmeliyiz. Demokrasi adına, Ülke adına, gelecek adına bu bizim için 1. Öncelik olmalıdır. Yoksa bizler üzerimize düşeni yapmaz ve az biraz gecikirsek ne yüzebileceğimiz masmavi denizimiz, ne tezahürat yapabileceğimiz bir takım, ne de ürünümüzü pazarlayabileceğimiz “çarşı”mız olmayacak.

Ve bize yazık olacak…

 

Kalın sağlıcakla.

twitter.com/@GMYNcu

 

Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun; Martı sevdiği denizden asla vazgeçmez. Albert Camus
 

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir