Alpine A110’un 50’nci Yılını Kutlayacak Bir Konsept Otomobil

By on 25 Mayıs 2012

Alpine bu yıl 50. yılına giriyor ve bu olayı kutlamak için Renault, sadece performansa ve sürüş zevkine adanmış olan Renault Alpine A110-50 adlı konsept otomobili geliştirdi.

Bazı durumlarda bir ismin bıraktığı miras ulusal bir hazine gibidir.  Alpine’in sahip olduğu DNA, Renault’nun sportif tutkusunu ve teknik uzmanlığını harmanlıyor.

“Bu konsept otomobili geliştirmek tam bir maceraydı. Yaratıcılık bakımından bir katalizör görevi gördü. İçinde bulunduğumuz zamanı ve Renault’nun motorsporlarına olan tutkusunu yansıtan bir konsept yapmak istedik. Bu yolda kalplerimiz ve duygularımız bize rehberlik etti.” Axel Breun, Konsept ve Show Otomobilleri Direktörü.

Renault Alpine A110-50 konsept otomobilin oluşturulması

Ebedi bir tasarımın yeniden yorumlanması

Design Yann Jarsalle ve Konsept ve Otomobilleri Direktörü Axel Breun, ikonik bu otomobilin 50’nci yıl dönümünü kutlamak amacıyla orijinal tasarım ipuçlarını yeniden yorumlayarak Laurens van den Acker tarafından DEZİR isimli konsept otomobilde ortaya konan yeni Renault tasarım dilini de işin içine dahil ettiler. Söz konusu tasarım dili markanın gelecekteki modellerinde de kullanılacak. Özgüven dolu elmaslı yeni ön görünüm bu son derece alçak ve geniş otomobil için yeniden uyarlandı. Renault Alpine A110-50 günümüze ait bir otomobil; o, RENAULT’nun motor sporları tutkusunun vücut bulmuş hali. “Ekipte yer alan herkes için Alpine konsept otomobili üzerinde çalışmak bir rüyanın gerçeğe dönüşmesi demekti. Bu otomobili, bir yandan onun mirasını koruyarak çağımıza uyarlamaya çalıştık” Laurens van den Acker, Kurumsal Tasarım Direktörü.

Alpine A110-50 konsept otomobil, orijinal A110’un en karakteristik tasarım özelliklerini aşağıdaki şekilde modern ve dikkat çekici bir şekilde yeniden yorumluyor:

–              Bir heykeltıraşın elinden çıkmışa benzeyen zarif ve akıcı gövde formlarının, üzerinden havanın akıp gittiği lambalarla iyileştirilmesi.

–              Tam LED sarı aydınlatma içeren teknolojik, fakat bir o kadar da nostaljik yarım kubbeli lambalar

–              Arka orta bölümde yer alan motoru gözler önüne seren karakteristik 3D arka cam.

–              Arka tekerlek kemerlerinin önünde yer alan her iki taraftaki hava girişleri. Sağ taraftaki açıklık şanzıman soğutması için; sol taraftaki ise motor içindir.

Faster tarafından üretilen karbon elyaf gövde meşhur orijinal ‘Alpine Mavisi’ rengini tazeleyen ve yeniden yorumlayan yepyeni bir mavi tonuna sahip. Açılan her panel en iyi GT’lerin dinamiklerini yansıtıyor; ön kaput öne doğru açılırken motor bölmesi kapağı ise arkaya doğru açılmakta. Kapılar ise makas hareketi yapıyor.

“Otomobil, hem tıpkı gibi çok kıvrımlı hem de yeni tasarım politikamızın üç kilit unsurunu vurguluyor: basit, duygusal ve dostane” Axel Breun.

 

Rekabet odaklı bir kokpit

Sürücü koltuğuna oturduğunuzda dikkatinizi hemen karbon elyaf eşikler çekecek.

Bu iki koltuklu otomobilin içindeki her şey siyah ağırlıklı olarak kaliteyi ve sportifliği yansıtıyor.

–              Sürücü koltuğuna işlenmiş ‘Renault Alpine A110-50’ amblemi, Sabelt emniyet kemeri takımı ve farklı, çekici mavi tonları.

–              Ön panel son derece düzenli. Renault Design tarafından yaratılan direksiyon simidi renkli ekran ve sürücüye ihtiyacı olan tüm bilgileri sağlamak amacıyla tek koltuklu Formula Renault 3.5 ile aynı teknolojiyi içeriyor.

–              Yarış sürücüsü ekipmanları Sabelt tarafından sağlanırken, kask ise Ruby tarafından yaratıldı.

Renault Alpine A110-50 konsept otomobil – Şasi ve süspansiyon

Gerçek bir prototip

Renault Spor Teknolojilerinin herkesçe bilinen uzmanlığı altında üretilen Renault Alpine A110-50 konsept otomobili motor sporları dünyasının bir parçası. Aynı teknik platformu kullanarak Mégane Trophy’den elde edilen deneyimden fazlasıyla istifade ediyor. Renault Alpine A110-50’nin sürücüler tarafından RENAULT DÜNYA SERİLERİNDE alkışlanan boru tipi şasisi daha da güçlendirildi ve geliştirildi. Motor bölmesindeki takla kafesi ve çerçevesi Tork Engineering atölyelerinde modifiye edilerek otomobilin, Mégane Trophy’den daha alçak olan yüksekliğine göre uyarlandı. Dijital tasarım çalışması Renault Design, Koller ve Etud Integral tarafından yürütüldü. Nihai montaj ise Protostyle tarafından gerçekleştirildi.

Nihai ağırlık dağılımı ön tekerlekler üzerinde %47.8’lik bir oranla ideale yakın bir değerde.

Bu konsept otomobil, servis işlerini kolaylaştırmak için entegre pnömatik krikolar içeriyor. Dayanıklılık yarışlarında görülen sistemlerden doğrudan alınan bu teknoloji lastiklerin son derece hızlı bir biçimde değiştirilmesine imkân tanıyor.

Zarafeti ve aerodinamik verimliliği bir araya getiren sıra dışı bir otomobil

Renault Alpine A110-50 konsept otomobilin verimliliği büyük oranda zemin etkisi ile oluşuyor. Ön kısımda, tampona gizlenmiş olan bir hava yarıcı ciddi aerodinamik bastırma kuvvetleri yaratıyor. Arkada yer alan bir difüzör ise zeminin altındaki hava akışını hızlandırıyor. Bu nedenle zemin etkisi otomobilin bastırma kuvvetinin üçte birinden fazlasına denk geliyor; geri kalanı da ayarlanabilir arka kanatla elde ediliyor.

Bu hava akışının araştırılması ve tasarlanması, özellikle F1’de kullanılan en son teknoloji Hesaba Dayalı Sıvı Dinamikleri (CFD) kullanılarak gerçekleştirildi. CFD, bir sıvının hareketlerinin ya da etkilerinin araştırılması ve sıvıya hükmeden formüllerin sayısal ortamda çözülmesi ile ilgilidir. Söz konusu teknik Renault Spor Teknolojileri tarafından aerodinamik özelliklere ince ayar yapmak ve Yeni Mégane Trophy’nin davranışlarını incelemek üzere kullanıldı.

 

Örnek bir yol tutuşu

Renault Alpine A110-50’nin dingil mesafesi Mégane Trophy (2,625mm) ile aynı. Tekerlek izi ise önde 1,680mm ve arkada 1,690mm ile çok hafif daha geniş.

Tek bir merkezi somuna sahip 21-içlik jantlar bu araca özel yapıldı ve karayolu onaylı Michelin lastikler ile donatıldı.

Sachs amortisörler sıkıştırma ve uzatma bakından ayarlanabilmekte olup, alt süspansiyon üçgen koluna doğrudan takılmışlardır. Çok çeşitli ayar seçenekleri mevcut: kastor, kamber ve hizalama, sürüş yüksekliği, denge çubuğu.

Fren mesafesi

Renault Alpine A110-50’nin frenleme kapasitesi performansı ile örtüşüyor. Önde, büyük 356mm-çaplı çelik diskler altı pistonlu kaliperler tarafından yavaşlatılıyor. Arkadaki diskler ise 330mm çapında ve kaliperleri dört pistonlu.

Renault Alpine A110-50 konsept otomobil – Motor ve şanzıman

Mekanik mükemmellik

Mégane Trophy ile aynı teknik platform üzerinde inşa edilen Renault Alpine A110-50 konsept otomobili, aynı temel teknik özellikleri ön plana çıkarıyor.

Arka orta konumda yer alan Renault V4Y motor bloğu, 3.5 litrelik 24-valfli 400bg V6 güce sahip. Krank muhafazası (yarı ıslak), hareketli parçalar (pistonlar, bağlantı çubukları, krank mili), valf takımı (kam milleri ve valf yayları) ve egzoz sistemi üretim modellerinde yer alan versiyonlarla karşılaştırıldığında son derece özeldir.

Emme manifoldu tavana monte edilmiş olan yeni bir hava emiş ağzı ile besleniyor söz konusu gelişme motorun güç bandını genişletiyor ve her motor devrinde ilave beygir gücü kazandırıyor. Motor haritalaması tüm bu modifikasyonlara uyacak şekilde optimize edildi.

F1-tipi şanzıman

Renault Alpine A110-50 konsept otomobilde yarı otomatik altı vitesli sıralı şanzıman bulunuyor. Aynı zamanda, debriyaj pedalı veya direksiyon simidi üzerinde yer alan bir kumanda kolu ile kontrol edilen çift plakalı debriyaj da içeriyor.

Şanzıman, motorun arkasına uzunlamasına bir şekilde yerleştirildi ve ayarlanabilir ön yüklemeli sınırlı kaymalı diferansiyel (diskler ve rampalar) ile donatıldı.

Serametalilk çift plakalı debriyaj bu araca özgü. Vites küçültürken otomatik olarak devreye girer ve hem hızlı hem de güvenilir vites değişikliklerini garantiler.

Renault Alpine A110-50’nin kalbindeki bir kara kutu

Magneti-Marelli tarafından sağlanan Marvell 6R elektronik kontrol ünitesi motor yönetimi, şanzıman kontrolü ve veri toplanmasına ilişkin fonksiyonları yerine getiriyor.

 

Daha da doğru veri toplama

Renault Alpine A110-50 tarafından toplana bütün veriler Wintax yazılımı versiyon 4 kullanılarak analiz ediliyor. Wintax 4 sayesinden 50’den fazla parametre analiz edilebilmekte: motor hızı, vites, direksiyon açısı, araç hızı, gaz verme durumu, fren basıncı… Bütün bu bilgiler sürücülerin ve mühendislerin ayarlamaları ve sürüş stilini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Wintax 4 veri analizi aynı zamanda her hangi bir teknik problemin daha hızlı bir biçimde teşhis edilmesine yardımcı oluyor.     

“Bu konsept otomobili geliştirmek tam bir maceraydı. Yaratıcılık bakımından bir katalizör görevi gördü. İçinde bulunduğumuz zamanı ve Renault’nun motor sporlarına olan tutkusunu yansıtan bir otomobil yapmak istedik. Bu yolda kalplerimiz ve duygularımız rehberlik etti.” Axel Breun

Renault Alpine A110-50

1962 – Bir yıldız doğdu

Jean Rédélé A110’u 1962 yılındaki Paris Otomobil Fuarı’nda ortaya çıkardığında Renault 8’den gelen motor için Alpine macerası başlamış oldu. Otomobil Alpine A108’e dayanılarak geliştirilmişti fakat daha alçakta yer alan motor kapağı, daha fazla cam ve Renault 8’den alınan arka lambalarla daha da zarif ve dinamikti. Yeni motor hava giriş kanallarında değişiklikleri gerekli kılmıştı: radyatör arka kısma yerleştirildi, reçine gövdede arka tekerlek kemerlerinin arkasına soğutma çıkışları açıldı, dört adet krom şerit eklendi. Bu değişiklikler sadece A110’un zarafetini artırmak için kullanıldı. Sade ve dengeli silüeti ise son derece saf çizgilerini korumaya devam etti.

Tutkunlarına yönelik bir otomobil

Bir Alpine kullanmak yaşam değiştirecek nitelikte bir deneyimdir. Her şeyin ötesinde, bu araç rallileri kazanmak üzere tasarlanmıştı. Dolayısıyla, yepyeni bir soy ağacı yaratması sürpriz değildir; o, aldatıcı bir karaktere sahip değil…tam tersine, gerçek bir karakter sahibidir. Alpine’in içine girmezsiniz, onun içine kayarak oturursunuz. Direksiyonun başına geçtiğinizde ise hemen etkileşime girersiniz. Arka orta kısımda yer alan motor sayesinde atiklik ve yol tutuşu onun en güçlü yönleridir; direksiyonu ve gazı kullanarak kolayca kontrol altına alabileceğiniz aşırı yönlendirme yaratır. Düz bir çizgide gitmek bazen zorlayıcı olur ama zaten hayat da bir mücadeleden ibaret değil mi? Bu, binip kullanacağınız bir otomobil değil – bu, doğru kullanılması gereken bir otomobildir. Onun zayıf yönleri yanı zamanda sahip olduğu güçlü yönlerdir.

Motorsporlarındaki zaferlerle dolu geçmişe bir bakış

Otomobilin hafifliği ve kullanım özellikleri motorsporları için son derece uygun olduğu anlamına geliyordu. Kullanması çok zevkli olan bu otomobiller, onu çoğu zaman keskin virajları alırken gören fanları arasında kısa sürede yayıldı. Motorsporlarında elde ettiği zaferleri sıralamak neredeyse imkânsız; ancak bu maceranın bazı temel safhaları var.

1961-1968: erken dönem başarıları

José Rosinski, A110 için 1963 Rallye des Lions’da ilk zaferi elde etti. Sezonun geri kalanı bu trendi takip etti; Rallye d’Automne’da Jacques Cheinisse’in elde ettiği zafer de buna dahil.

Takip eden senelerde bir takım ‘özel’ sürücüler iyi markaların daha güçlü araçlarıyla ulusal ve uluslararası düzeyde başarılar elde etti.

– 1967: iyi bir takım kuruluyor

Alpine ismi Alpine-Renault haline geldi. Kadroya yeni sürücüler katıldı: Gérard Larrousse, Jean-Claude Andruet ve Jean-Pierre Nicolas dışında özel sürücü klasmanında Bernard Darniche.

– 1968: ilk Fransız Ralli Şampiyonası unvanı

Neige et Glace ve Rallye de Lorraine’de Gérard Larousse’un elde ettiği başarılardan sonra Jean-Claude Andruet, sezon boyunca elde ettiği dört galibiyetle Fransa unvanını elde etti.

1969: Başarı devam ediyor

Jean Vinatier ve Jean-Claude Andruet sezonun yıldızlarıydı. Jean Vinatier yıl sonunda Fransız Ralli Şampiyonu oldu.

1970: Avrupa ve Fransa unvanları

Berlinette 1600S Grup 4’e geçirildi. Böylece söz konusu otomobil daha güçlü rakiplerle neredeyse eşit şartlarda mücadele eder hale geldi. Bir çok ciddi olaydan sonra yaklaşımını daha sakin hale getiren Jean-Claude Andruet Fransa ve Avrupa unvanlarıyla taçlandırıldı.

1971: Berlinette, Monte-Carlo Rallisi’ne hükmediyor

İyi geçen bir başka sene. Ove Andersson Rallye Monte-Carlo’yu kazandı. Thérier ikinci, Andruet ise üçüncü oldu. Andersson aynı zamanda Fiat’lardan ve Lancia’lardan oluşan küçük filoya karşı İtalya’da galibiyet elde etti. Hemen peşinden Avusturya Alpine Rallisi’nde ve Akropolis’te zaferler elde ederek Alpine dalında uluslararası unvanını garantiledi. Jean-Pierre Nicolas Fransız Şampiyonası’nı kazandı.

1972: Zafere doğru

1,600cc motorun yerini daha güçlü olan 1,800cc kapasiteli motor aldı. Jean-Claude Andruet, Tour de Corse’u domine etti. Takım sürücülerinin elde ettikleri pek çok zafer bunun peşinden geldi. Sene sonunda Darniche Fransız Şampiyonası’nı kazandı ve turbo şarjlı 1,600cc versiyonunu kullanan Jean-Luc Thérier de Rallye des Cévennes’i kazandı. Bu, büyük başarılar elde etme yolunda ortaya çıkan ilk teknolojik gelişmeydi..

1973: Bir çağın zirve noktası

O dönemin en iyi Fransız sürücülerini bir göz önüne getirin: deneyim sahibi Andersson tarafından desteklenen Andruet, Darniche, Thérier, Nicolas ve Piot. Bunun yanı sıra kalplerini ve gönüllerini bu işe adamış bir teknik ekip ve gelişiminin zirve noktasında yer alan bir otomobil. Sezon Andruet’nin Rallye Monte-Carlo’da elde ettiği zaferle başladı; bunu, dört ayrı Alpine tkip etti. Portekiz’de Thérier ve Nicolas birinci ve ikinci oldu. Rallye du Maroc’da ise Darniche’i mağlup etmek imkansızdı. Sezonun geri kalanında aynı trend devam etti. Alpine,  açılış niteliğindeki Dünya Ralli Şampiyonası unvanını kazandı ve Jean-Luc Thérier Fransız Şampiyonu oldu.

1974 – 1975: çalışmaların sonu

Nicolas Rallye du Maroc’u kazandı ve Tour de Corse’da ikinci oldu. Bu, Berlinette’in adeta son eseriydi ve A110 o yıl Jacques Henry ile Critérium des Cévennes’de en son büyük galibiyetini aldı.

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir