Ali’m

By on 22 Kasım 2018

Bir Ali tanıdım yakınlarda, pencereden başımı uzatsam karanlıkta köşede beresiyle elinde mendiliyle …

Aslında her akşam iş dönüşü aynı yoldan dönerdim ben, tipik takıntılı tiplerdenim. 10 yıldır aynı kuaföre gidip birgün ben makası bıraktım artık kesmiyor dese ne halt ederim bilmeyenlerdenim. Aynı saatte uyanır , aynı saatte dişlerimi fırçalarım.

Alışkanlıklarım tökezledi mi eli ayağına karışanlardanım. Nedense farklı bir yoldan geldim bu sefer ! Yan yoldan sapıp, virajı keskin aldım ki içimde ki husumetle keşiselim istedim. Akşam 7 civarı, gözüm kırmızı ışıkta sarı yeşil … Saniyeler geçiyor…

Genç bir delikanlı sol çaprazımda , elinde mendil bana bakıyor beresiyle atkısından arta kalan zeytin gözleriyle. İçime işledi o an. Mendili almam için hiçbir hamle yapmadı, öylece baktı bana. Yan cephanelikte bizim bıcırığın masuscuktan kumbarası vardı. Epey birikmiş bozuk paralar. Çekçekli çanta peşinde, sırf hayal kursun diye almadım, biriksin bakalım iyice istesin ki kavuşunca kıymetli olsun.

Ali’m ne çok severim bu ismi, birgün oğlum olursa … İki lira verdim eline, mendili almadım. Sadece baktı bana Ali, kalbime uzattı elini. Tuttum bende…

Sonra gel bir oyun oynayalım dedim kendi kendime. Alışkanlık bir yana dursun yine farklı yoldan gitte dedi iç sesim, belki zeytin gözlü veledi görürsün. Güzel yüzü vardı, kasları gözleri çok şey yaşamışta yine de umudunu kaybetmemiş gibi bakıyordu. Kırmızı ışığa denk gelmek için ağırdan aldım vitesi, gazı … Beni bile yavaşlattın Ali ! Nasılsın dedim? Konuşmadı benimle. İki lira verdim sadece baktı bana, elinden tutup gidesim geldi gel be evlat !

Haftasonu ben yoldan çıkmıştım artık, iyi olduğunu görmek gibi dürtülerim vardı artık. Ali, ne de güzel bakıyorsun öyle evlat!

Kırmızı ışık, nihayet ! Birşeye ihtiyacın var mı Ali? Uçak dedi, kısık sesiyle! Söz dedim, yeşile denk geldi sözlerim.
İki gün o yoldan geçemedim, başka başka işler koşturmalar derken… Aklım fikrim verdiğim sözdeydi!

Nihayet Ali’nin istediği uçağı bulmuştum. Hediye paketi yaptırdım, kızımın da elinden tuttum, karşıdan karşıya geçip kırmızıya denk gelebilmek için yeşilden sarıya döndüm. Gözlerim gözlerinde Ali, ben yazarım ama süslü kelimeler dökülmez dilimden. İstediğin uçağı aldım evlat, belki son paramdı ama olsun. Güldü, o camın arkasında ki tepkisiz Ali güldü. Dünyalara bedeldi evlat!

İşten çıktım, keyfim yerinde. Ali’ yi görür muyum diye iç geçirdim. Beğenmiş miydi?

İki lirası hazırdı bile ! Beğendin mi Ali uçağını? Kız kardeşim istedi ona verdim dedi. Ben donup kaldım, zeytin gözlü veledin yüreği de kocamandı. Olsun, sana da almamı ister misin? Pilot olmak istiyorum! Sözleri yankılanıyor kulaklarımda !

İşte o an daha çok çalışmam gerektiğini anladım, Ali ‘ yle denk getirilmiştir belki. Hayallerinden bahsetti bana, konuşmayan dudaklar! Hisli çocuktu, kardeşini koruyan hayallerini teslim eden büyük adamdı, Ali.

Paraya pula tama etmeyen ben, ilk defa imkan ver hayat, ver ki hayaller gökyüzünde kalmasın! Ali’yle kuşun kanadına takılıp özgür kalsın bulutların üstünde !

Bizim buğday tanesi ile marketten dönüyoruz, mahallenin köşesinde nefes nefese bizim Ali. Ne işin var burada, ne oldu sana! Aç mısın gel yemek yiyelim dedim. Aksak türkçesiyle, kadının birinin kardeşini dövdüğünü, kardeşini beklediğini söyledi. Ve son cümlesi ‘ açım ama kardeşim olmadan yiyemem, sen git’ dedi , gözünün ucuyla Nilda’ya bakarak! Hayat adil değildi Ali! Biliyorum, suçlama beni.

Ben buğday tanesinin elinden tuttum yürüdüm, giderken gel seni de götüreyim diyemedim Ali!
Belki birgün imkânlar beni sana uçağın kanadında getirir.

Zor bir gündü… İş stresi, hayat , mücadele… Gözlerinden akan yaşa takıldı, istemezdim görmesini… Ama artık yolun alışkanlık bende, devşiremem. Camı açtım, iki lirası hazırdı yerinde. Herşey geçecek dedi, iri siyah gözleriyle…

Her şey geçecek…

Özen ACAR

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir