Ah Şu Organik Hazımsızlar…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti.

Seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı yeminini etti, görevi selefinden devraldı.

Ondan boşalan koltuğa da yeni Başbakan oturdu.

Bir hiyerarşi içinde bunlar gerçekleşirken ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı ve Başbakanını itibarsızlaştırma sevdalıları da harekete geçti.

Kimdi bunlar?

Anasıyla yavrusu ile paralelcileriyle vesayet sevicileri ile malum çevre…

Yani organik hazımsızlar.

Ana muhalefet partisi yine halay başı idi her zaman ki gibi.

Ne yaptılar peki?

Uzun yıllardır muhalefette kaldıklarından olsa gerek iyice genlerine işlemiş olan karşı duruşlarıyla…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin törenine katılmadılar.

Kendilerince kırk kulplu kırk gerekçe ürettiler.

Ve sonrasında da ‘savaş hali olmadığı sürece, kendisiyle görüşmeyeceklerini’ söylediler.

Muhataplarının esasında Başbakan olduğunu düşündüğümüzde, Cumhurbaşkanına yönelik sarf ettikleri bu sözler aslında travmatik lüzumsuzluktu.

Sonrasında kendilerince icraata geçtiler.

Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak ilk resmi gezisine çıkarken siyasi nezaket gereği, ana muhalefet partisinden de vekil arkadaşlar olsun istedi.

Onlarsa bu “itibarlı” teklifi reddedip,  kendilerini “itibarsızlaştırdılar.”

Kendileri bilirler, keza altının kıymetini sarraf anladığı gibi siyasetçinin hasını da bu millet anlıyor. Ve alıp iktidar yapıyor.

Malumunuz, kişi ederi kadar değer görür.

Kendilerince kuyruğu dik tutuyorlar.

Doğuştan kuyruk inik ise dik duruş da bir yere kadar.

Taşıma suyu ile banka kurtarılamayacağı gibi, zorlama ile de sonsuza dek kuyruk dik tutulamaz ki.

“Diktatör başbakan” ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmasını içlerine hala sindiremiyorlar.

Hazım sorunu yaşamalarına sebep olan Cumhurbaşkanı ise 3 sene aradan sonra Patronlar Kulübü’nün yüksek istişare toplantısına onur konuğu oluyordu.

Olmakla da kalmıyor hayli sert esiyor, son bir senede olan biteni işadamlarının yüzlerine karşı ifade ediyordu.

Bakalım bu toplantıdan sonra iş dünyası kendine çeki düzen verecek mi?

Yoksa onlar da ana muhalefet lideri gibi organik hazımsızlığa devam mı edecekler?

New York Times’ ta nasibini alıyordu Cumhurbaşkanından.

Yalan yanlış, eksik bilgi ve alakasız resimle paylaşılan haberdeki resim, konuşmasından hemen sonra kaldırılıyordu siteden.

Varsın ana muhalefet hazım sorunları yaşamaya devam ededursun.

Erdoğan’ın da dediği gibi üç-beş yalan haber çıktı diye ülkenin itibarı zedelenmeyeceği gibi, ana muhalefet hazmedemedi diye Yeni Türkiye bekleyemez de.

Ana ve yavru muhalefet partisi liderleri ağız birliği etmişlercesine bu itibarsızlaştırma çalışmalarına devam ededursunlar.

İlkokul seviyesinde siyaset üslup ve bilgileri ile siyasetimize zarar veriyorlar.

Sadece siyasi hayatımıza değil ideolojik omurgasızlıkları ile kendi seçmen kitlelerine de zarar vermekteler.

Daha agresif, daha inadınacı, daha hoşgörüsüz bir tabanları var artık.

Nasıl olmasınlar ki?

Ana muhalefetin lideri değişime kucak açıyor ve 90 yıllık geleneğin gereğini yapamıyor, 6 oku doğru okuyamıyordu.

Milliyetçi Mansur Yavaş’ı, ümmetçi İhsanoğlu’nu aday gösteriyordu.

Son olarak da, psikolojisi bozulan parti üyelerini tedavi eder düşüncesi ile midir nedir psikiyatr Bekaroğlu’nu partiye alıyordu.

Dersimli Kemal’in açıkladığı MYK listesini gördükten sonra “Yeni CHP” söylemlerine inanmak istiyor insan…

Keza Yeni Türkiye yenilenirken, yeniden inşa edilirken CHP’ninde bu yenilenmeye ayak uydurması gereklidir.

Şayet “Bundan sonrası için nasıl bir CHP” diye sorulduğunda Dersimli Kemal’e   “halka güven veren ve soruna odaklı bir CHP” diyorsa…

İşte tam da bu noktada kariyeri ve yaşamı insanları anlamak ve dinlemek üzerine kurulu olan Bekaroğlu bulunmaz ilaçtır CHP için.

Haydi yaşadınız, tabandan gelen seslere kulak verecek, dinleyip anlayacak sonrasında endikasyon koyup reçete yazacak doktorunuz da var artık.

Aman dikkat, olası yanlış endikasyonla 2015 seçimlerinden sonra meclis dışında kalmakta var.

Kalınız sağlıcakla ve hasbihalle…

 

twitter.com / @hgaDIR